28 Aralık 2010 Salı

"Ispanak a la gusto" :))

             Pırasa  harici  her sebzeyi severim.Sebze yediğimde de  iyi bir şey  yaptığım için çok huzurlu ve mutlu olurum.Annemin anlattığına  göre  3-4  yaşlarında   iken   beni mutfakta  yerde, bacaklarımın arasındaki tencereden kaşık kaşık  musakka  yerken bulmuş :)Sürekli yiyen bir çocukmuşum .Ancak kızım ne yazık ki bana  gram benzemiyor .Sağlıklı bir şeyler yemesi için illa sebzeleri  süsleyip püslemem  gerekiyor .
           İşte  bu yüzden bugün   beşamelli  ıspanak    yapıyorum .

Malzemeler:
 -500 gr  ıspanak
 - 2 yemek kaşığı un
 - 2  yemek kaşığı  tereyağ
 - 1/2 lt. süt
 - 1 yumurta  sarısı
 - rendelenmiş kaşar  ya da  tulum ( ben kaşar  peynirlerinden   soğuduğum için tulum kullanıyorum)


Yapılışı:
     Ispanağı  kendi  suyunda  yağsız  kavuruyorum, fazla olan suyunu  süzüyorum.Bu arada  beşameli hazırlamak  için  yağ ve unu kavuruyorum.Beşamel için  bence en önemli detay  çırpıcı tel kullanmak.
Unun  hafif rengi değişince  sütü  yavaş yavaş koyup ,durmadan karıştırıyorum.Sosun kıvamı koyulaşıp   fokurdayınca  altını kapatıp,yumurta sarısını koyup  hızla  karıştırıyorum ki   yumurta  pişip  topak olmasın.
Ispanağı  beşamelle iyice   karıştırıp ,fırın tepsisine döküyorum .Üstüne peynir rendesini serpip ,fırının ızgara konumunda çalıştırıp peynirlerin eriyip kızarmasını sağlıyorum.
   Ve ta ta ta taaaam . Kimmiş  ıspanak yemeyen  bakiim ??











27 Aralık 2010 Pazartesi

Unsuz kurabiye ya da Miravan

Hazır  gıdalarla ilgili okuduğum ve duyduğum onca şeyden  sonra  tam bir hazır  gıda  karşıtı oldum.Çok  diktatörce gelebilir ama  sınıfıma  cips, gazlı içecek türü şeyleri yasakladım ,tamamen  onların iyiliği  için..Artık öğrencilerim  ders aralarında  annelerinin  hazırladıkları meyve ve kuru yemiş  türevlerini tüketiyorlar.Kantincimiz benden kesin nefret ediyor :))
 Defne  okulda öğlen yemeği yemesine rağmen  son derse kadar  acıktığı için yanına atıştırmalıklar  koyuyorum.Bunlar da    evde yapılmış kek  kurabiye türü yiyecekler  oluyor.
 Bu tarif annemin  komşusu Aslı 'dan  gerçekten çok besleyici ve  lezzetli bir kurabiye .

İÇİNDEKİLER:
- 3 su bardağı corn flakes
-1  su bardağı  incir
-1  su bardağı  kuru üzüm
-1/2  su bardağı şeker
-1 yumurta
-2 yemek kaşığı  tereyağ
-1 avuç un
-1 su bardağı  fındık ya da ceviz
-  az tarçın ve zencefil

Şekil verme konusunda  özgürsünüz  , düzgün olmayınca  daha bile  iyi.Önceden ısıtılmış  fırında, 180  derecede  20-23 dakikada    pişiyor .






İşte  bunlar da  benim   kuzucuklarım:))

17 Kasım 2010 Çarşamba

17.11.2010- Çarşamba

 Sevgili  günlük,  bloğumu  oluşturduğum günün akşamı  bu haberi Emre 'ye veriyorum.Tahminim  Emre'nin şaşırması ve hatta "Ooo  aşkım, kendini aşmışsın ,aferin " gibi  şeyler söylemesi.Ama  tabii  insan her zaman  doğru öngörülerde bulunamayabiliyor.Emre  kendi bilgisayarının başına oturduğunda  söylüyorum.
-Aşkııım ,ben kendime blog hazırladım biliyor musun?
- O da nerden çıktı şimdi?
-???
-Ya allah allah  annemin bile  bloğu var yaaa.Niye böyle dedin şimdi?
-Ne oluyo  şimdi bunu yazınca ?
-Günlük tutmuş oluyosun.
Bu arada girmiş bloğuma ,okuyo, yüzünde bi gülümseme  ama tutmya çalışıyo
-Bak ya  isimlerimizi bile vermiş.Çok yazmak istiyosan al bi defter ona yaz.
Diyor  ve ben daha  bişey demiyorum.....

14 Kasım 2010 Pazar

14.11.2010-Pazar

         Bloğumun  ilk günü, hastalığımın  4. günü.Bugün artık  oldukça iyiyim.Dün akşam annemlerden  kendi evimize  döndük .Döndük de  o evin hali ne öyle , savaş alanı  gibi  bırakıp terk etmişiz.Salonda  sehpanın  üzerinde   çorba  kasesi,  kağıt havlu, kolonya  şişesi,  derece ,  koltuğun  üstüne  atılmış  battaniye ,yastıklar yerde (nedenini  hatırlamıyorum)...
         Perşembe  günü  okulda  ilk derste    her yerim  ağrımaya  başladı  , 4 . dersin sonuna  kadar zar zor  durup   ,sağlık ocağına gittim .İlaçlarımı  alıp  eve geldiğimde tüm  gücüm bitmişti.Kendimi  salondaki  koltuğa attım.Akşam  Emre ve Defne geldiğinde durumum iyice  vahimleşmişti.Tüm kemiklerim ağrıyor,  bir titriyor, bir ter  için de kalıyordum.Bir de   ağlama krizi  tuttu .(Ama bunun  griple ilgisini çözemedim). Elimde   bir kız  öğrencimin bana  yazdığı nota bakıp bakıp hönkürüyorum...(notu  sonra anlatıcam)
        Saat 22.00 civarı  ,Emre  ayak ucumda  bana  "bakarken "  uyumuş.Koltuğun  sallanmasıyla   fırlıyorum  Defne'  nin odasına  , uyuyor..Emre 'ye  dönüyorum  ,dürtüyorum ,uyanmıyor,sarsmaya  başlıyorum ."Deprem , deprem  " diyorum . Lambalara  bakıyor ,"yok  bi şey " "sana ,öyle gelmiştir" diyor. Ateşliyim ya  aklı sıra  halisünasyon  görüyorum. Perdeyi açıp dışarı  çıkmaya   başlayan  insanları  gösteriyorum,susuyor .Hızla bir iki  eşya  alıp Defne'yi  kaldırıyoruz.Bende heyecan ve korkudan  hastalık  belirtileri  kalmamış.Sırtımda  Defne!nin okul çantası, elimde  eşyalar  kapıyı  açıyorum.Aa  bizimki asansöre  gidiyor.
-Ne yapıyorsun?
-Asansöre biniyorum
-Saçmalama   ,ya  bi daha deprem olursa?
-Bi şey  olmaz,gel.
-Binmem ben ,siz de binmeyin.
-Gel  bi şey olmaz.
-Binmem ben.Beni  yalnız  mı bırakıcaksın?
-Gel o  zaman.. .
Bu arada  asansör  geldi.Kapıyı  açtı .Ve  beni  merdivende  yalnız bıraktı  .7 kat merdiveni  söylene söylene  indim.Ve annemlere gittik.İşte  evden bu şekilde  ayrılmıştık...